Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’den Alem Kaplan’a: “Hakikate Yankılanmak Çaba Gerektirir Amma Istiklal da Araç”

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sabahleyin Gazetesi yazarı ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Ayça Kaplan’ın; “Ombudsmanlık Ayağa Düştü” başlıklı yazısına aksülamel gösterdi. Bildirici, “Hakikate yayılmak ceht gerektirir amma bağımsızlık birlikte araç. Hangi yazık kim, nüfuz partisinin memuru olunca işverenini defans kaygısı ‘hakikat’ diyerek pazarlanabiliyor. Müstakil ‘Medya Ombudsmanı’ yerine işverenlerinin çıkarını kamu yararının önüne geçirenleri birlikte izlemekten vazgeçmeyeceğim” dedi.

Iletişim Araçları Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sabahleyin Gazetesi yazarı ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Hilal Kaplan’ın “Ombudsmanlık Ayağa Düştü” antetli yazısına karşılık verdi.

Bildirici, farukbildirici.com internet sitesinde, “Ayça Kaplan, Sedat Peker’in Borsa İstanbul paylaşımlarını bulunmayan mu sayalım” başlığı ile yayınladığı yazısında; şu değerlendirmeleri yaptı:

“TRT Umumi Heyet üyesi ve Sabahleyin gazetesi yazarı Ayça Kaplan’ı kutlamak gerek. ‘Albayrak kardeşler ve hakkın kötüye kullanımı’ antetli yazıma yanıt verirken meselenin özüne dokunmamayı başardı! Ne Sedat Peker’in Borsa İstanbul’daki spekülasyonlar ve AKP Mebus Zehra Taşkesenlioğlu’nun terk etmek istediği eşinden 70 milyon liralık istemesine değindi, ne da işvereni konumundaki Turkuvaz Medya Grubu Umumi Heyet Başkan vekili Serhat Albayrak’ın avukatının tashih metnindeki hakaretlerine…

Ego yazımda, Serhat Albayrak’ın BirGün’e, Berat Albayrak’ın de Cumhuriyet gazetesine gönderdikleri ‘Karşılık ve Düzeltme’ yazılarında kendileriyle ilişkin ifadeleri yanıtlamakla sadık kalmayıp, gazeteler ve gazetecilere hakaret etmelerinin geçersizlik olduğunu vurgulamıştım. Türkiye Gazetecileri Türe ve Yüklülük Bildirgesi’ndeki, ‘Gazeteci; yanıt hakkına, kötüye kullanılmaması ve kabul edilebilir biçimde yapılması kaydıyla hürmetli olmalıdır’ ilkesine dahi atıfta bulunmuştum.

Bu yazının arkası sıra ilk Turkuvaz Grubu’nun Sabah ve Takvim gazetelerinden ofans geldi. Zaman bile Hilal Kaplan, ‘Ombudsmanlık ayağa düştü’ başlıklı yazısıyla sürdürdü bu saldırıyı. Yanıt ve tashih metninde taşlama edildiği ve yanıt sınırının aşıldığı eleştirimi ağız ağıza görmezden geldi. Çıktı kurumsallaşma önünde ilerleyici ‘Medya Ombudsmanlığı’ ile ilgilendiren matlup kamu çabası içine girdi. Alem Kaplan’ın yazısındaki ana fikir kısaca şöyleydi:

‘…Birgün gazetesi, Turkuvaz Iletişim Araçları hakkında gerçek dışı benzeri nişane yapmıştı. hâkimiyet ile gazetenin bu konuda aynı tashih yayınlaması sağlandı. Bildirici ise bu yalanlama hakkının dahi basın özgürlüğüne çap olduğunu savunabildi. Sebebi ise ‘Turkuvaz Iletişim Araçları’nın tekzip üzere mahkemeye iddiaların asıl dışı olduğuna dair sav sunmaması’ imiş. Hangi alabalık şehir!’

Ayça Kaplan, yazımdan tıpkı cümleyi alıp bağlamından kopararak böyle benzeri yaklaşımda bulunma hakkını kendinde görmüş. Oysa yazımdaki o bölümde motamot şunu yazmıştım:

‘Albayrak’ın avukatı, ‘Suç örgütü lideri Sedat Peker’in Borsa İstanbul ile ilgili ifşalarını’ içeren ‘Kirli düzenin kısık kokusu’ antetli bilgelik ile esasen benzeri konudaki ‘Ortaya saçılan algı çarkı yargıya taşındı’ antetli haberlerin ‘gerçek dışı’ olduğunu savunuyordu. Amma mahkemeye bu iddiaların gerçek dışı olduğuna dair tez sunmamışlardı. Filhakika iddiaların akıllıcasına olup olmadığına dayalı entelekt yapılmamıştı; bilgi konunun yargıya taşındığını duyuruyordu.’

“BÜTÜNÜYLE KAYNAK CALIP HABER” DEMİŞTİ

Aslında çokça kilitsiz küreksiz olsa lüzumlu. Burada “iddiaların gerçeğe aykırı olduğuna dayalı sav sunmak”tan kastım; BirGün’ün iki haberinin bütünüydü. Çünkü Avukat Fatih Uğraş, her iki ‘Cevap ve tashih’ metninde dahi yalnız Serhat Albayrak ile ilgilendiren iddialar yalanlanmıyor, ‘heyetiyle gerçeğe aykırı olan bu haberi yapanları ve yayınlayan BirGün gazetesi’ diyordu.

Kısacası, avukat iki haberin ‘heyetiyle gerçeğe aykırı olduğunu’ savunuyordu amma buna dayalı gelişigüzel argüman, benzeri marifet sunmamıştı mahkemeye. Bütün söylediğim bu.

Filhakika iki haberde de Serhat Albayrak için birer kül vardı. BirGün’ün 29 Ağustos’taki ‘Kirli düzenin ağır sıklet kokusu’ antetli haberinde değiştirmeden şöyle deniyordu:

‘Peker’in sonuç attığı bomba Saray’ın mutfağına olmasa üstelik bahçesine düştü denilebilir. Çıktı Nişancı Albayrak’ın ya dahi abisinin ismi haddinden fazla bayındır telaffuz edilebiliyor. Başdanışmanlardan, danışmanlardan bahsediliyor, istifaları konuşuluyor.’

Bir dönüş bilahare yani 30 Ağustos’ta yayımlanan “Ortaya saçılan idrak çarkı yargıya taşındı” haberinde dahi Serhat Albayrak için tek tamam saha alıyordu:

‘Peker’in rüşvet mekanizması iddialarıyla gündeme mevrut Turkuvaz Medya Kol Başkanvekili Serhat Albayrak, bilgelik ve iddialar ile ilişik hukuki ve cezai işlemlerin başlatıldığını duyurdu.’

Serhat Albayrak hakkındaki bu cümlelerin neresi gerçeğe aykırı? Suç örgütü lideri Sedat Peker’in paylaşımlarının peşi sıra Serhat Albayrak’ın adı da konuşulan isimlerden biri değil miydi? Serhat Albayrak’ın avukatı hukuki ve cezai prosedür başlatmadı mı?

Gine da avukat, bu cümlelerle ilişkin kalmayıp haberlerin bütününü gerçeğe aykırı zar ediyor!

VİDEOLAR, BELGELER, YAZIŞMALAR

Gelelim meselenin Ayça Kaplan’ın birlikte görmezden gelmeyi yeğlediği özüne. Mademki Serhat Albayrak’ın avukatı, ‘haberlerin heyetiyle gerçeğe aykırı olduğunu’ öne sürüyor. O devir BirGün’ün haberinin methal cümlelerini alıntılayarak hatırlatalım:

‘ Mine Tozlu Sineren, Serkan Taranoğlu, Salih Orakçı, Zehra Taşkesenlioğlu, Ünsal Ban, Mehabetli Fuat Taşkesenlioğlu, Burak Taşçı ve diğerleri. Akıbet iki gündür Türkiye bu isimleri konuşuyor. Cürüm örgütü elebaşısı Sedat Peker’in sosyal medya hesabından yukarıdaki isimlerin telefon mesajları, videoteyp görüntüleri ve belgelerden oluşan vergi çarkını ifşası gelişigüzel şeyi başlatan süreç oldu.

O saatten itibaren süresince Erzurum, yezitlik, Borsa İstanbul, Anamal Piyasası Müesses (SPK) ve Saray’ın adının sıkça geçtiği ötede aynı trafiğe tanıklık ettik. Davranışlar o kadar boyutlu ve yılgı verici ve konuşulan rakamlar o kadar balaban ki kendimize katılmak kıytırık ahit aldı.’

Bir mahkeme kuşkusuz olur bile Serhat Albayrak’ın avukatı ‘tümden gerçek dışı’ dedi, diyerek Borsa İstanbul’daki milyonlarca lira spekülasyonları, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun bırakmak istediği eşinden 70 milyon teklik istemesini, işkadını Mine Tozlu Sineren’in alacak iddialarını doğrulamasını yok sayabilir?

Ilavesi bir duruşma nasıl olur de benzeri kişinin sözüne dayanarak ortalığa saçılanları ‘Cevap ve Düzeltme’ metninde aklanmasına izin verebilir?

HİLAL KAPLAN’IN KONUMU VE HAKİKAT

Üstelik da Sedat Peker, paylaşımlarını destekleyen telefon yazışmaları ve görüntüler yayımlamış; peşi sıra onu doğrulayan vesaik, kanıtlar, ifşalar ortaya kullanılmış. Metrukiyet davasında suçlanan sakat koca ve bozuk THK Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban’ın açıklanamayan zenginleşmesine dair veriler açığa huruç, kaçarken tutuklanmış!

İşte Serhat Albayrak’ın avukatının ‘Cevap ve düzelti metni’nde ‘bütünüyle gerçeğe aykırı olduğu’ savunulan ve benim üstelik mahkemeye tez sunulmadığını söylediğim konu bu. Alem Kaplan’a da didiklemek isterim. Serhat Albayrak öyle istedi diyerek Sedat Peker’in Borsa İstanbul hakkındaki paylaşımları sonrasında ortalığa saçılanların tümünü gerçek dışı mı kabul edeceğiz? Kanıtı nerede?

Serhat Albayrak ‘bütünüyle gerçeğe aykırı’ zar etse, Turkuvaz Iletişim Araçları Grubu ağız ağıza bulunmayan saysa dahi yargı ve özgür gazeteciler, Ulu Fuat Taşkesenlioğlu dönemindeki Borsa İstanbul’daki kazanç iddiaları, Zehra Taşkesenlioğlu ile Ünsal Ban beyninde boşanma dilekçesi ve görüntülere yansıyan milyonluk çekişme başta görünmek için birlik kanıt ile ifşaların üzerine gitmeli.

Hakikate yansımak çabalama gerektirir ama istiklal da kayıt. Ne yazık ki, kuvvet partisinin memuru olunca işverenini defans kaygısı ‘hakikat’ diye niteleyerek pazarlanabiliyor. Özgür ‘Medya Ombudsmanı’ adına işverenlerinin çıkarını amme yararının önüne geçirenleri dahi izlemekten vazgeçmeyeceğim.”

Share: