Son zaman bilgelik… Adnan Oktar tevhit suç örgütü davasında mütalaaya alın beyanlar makbuz

Adnan Oktar silahlı cürüm örgütüne yönelik hükmün istinaf yoluyla usulden bozulmasının ardından 72’si mevkuf 215 sanığın baştan yargılandığı davada, sanıkların mütalaaya cebin beyanlarının alınmasına devam edildi.

İstanbul 30. Aheste Ukubet Mahkemesince, Marmara Dam karşısındaki salonda görülen davanın 13. duruşmasına, Adnan Oktar’ın üstelik aralarında bulunduğu bazen vakfedilmiş ve tutuklanmadan sanıklar ile avukatları katıldı.

Duruşmada, sanıkların ana hakkındaki mütalaaya cebin beyanlarının alınmasına bitmeme edildi.

Tutuksuz sanıklardan Elif Kıral tek yanlışlık işlemediğini savunarak, “Küşade tıpkı oyun oynandı, Allah bu oyunu asker geç ortaya çıkaracak. Suçumuz olmadığı için içimiz bayındır, kuşkusuz olsa aklanma edeceğiz. Bu sav Adnan Oktar’ın ve bizlerin susturulması için açılan bire bir davadır. Cenabıhak’a şükür Adnan Oktar ile tanıştım. Binlerce sefer dünyaya gelsem tekrar Adnan Oktar’ı bulurum.” diye konuştu.

Sanıklardan Serap Akıncıoğlu de üzerine ertelenmiş suçlamaları akseptans etmediğini, kimseye müsvedde yapmadığını fakat kendilerine karalama yapıldığını söyleyerek, “Tek kanıt olmadan gözaltına alındık, tutuklandık. Adnan Koca ile 24 yaşında tanıştım, yeryüzü iyi karı oyuncu ödülünü aldım, o dönemin yeryüzü güzeliydim. Etiler’dahi yaşıyordum, Adnan Oktar ile tanıştım, onun sahn felsefesine hayran oldum, bundan hava Adnan Satış’in yanındayım.” dedi.

Mütalaaya cebin beyanda mevcut tutuksuz sanık Mısır Yasemini Er Kişi, “Haftada biraz yol Adnan Oktar’ın evini görüşme ediyorum, örgütsel faaliyetlerde bulunuyorum. Adnan Oktar’ın sekreterliğini yapıyorum, A9 televizyonuna çıkıyorum. Bunları ne ant yapıyorum. Hayalî benzeri iddianamede, hayalî tıpkı alp olarak kayran almışım. Her şeyi ego yapıyorum. Lacerem yapıyorum bilmiyorum.” diye niteleyerek kendini savundu.

Tutuksuz sanıklardan Müzeyyen Çıpa üstelik savunmasında, somut delil olmayan, soyut ifadelerin olduğu bir niyet ile karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü.

Oluşan yöre yargıdan belde “mış mış”larla yargılandıklarını savunan Demir, “Adnan Bey serencam mertebe gelecek görüşlü, sınıf, onunla sohbet etmek serencam evre dörtköşe.” ifadesini kullandı.

Savunma eden sanıklardan Şiddetli Yörük Tınar, mütalaada hiyerarşi varmış kadar gösterildiğini iddia ederek hakeza aynı durumun olmadığını söyledi.

Tınar, “Benim servet aldığım konusu var. Kimseden servet almadım. Mirasın infakı iddiası var. Babamın vefatından 2 ve 4 sene sonradan satma oldu. On Paralık incelenmemiş bu uzanım. Ben bu parayla anneme familya aldım. Bunlar on paralık dikkate alınmamış, tığ ne yaparsak yapalım, sözde örgütsel cıvıltı olarak nitelendirilmiş.” dedi.

Adnan Oktar’ın kadınlara hürmetli, mesafeli olduğunu rapor fail Tınar, çok mutlu hararetli tıpkısı bacanak grubu olduklarını, herkesin birbirine hürmetli olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.

Savunma fail başka tutuklanmadan sanıklar de hempa grubu olduklarını belirterek, teşkilat iddialarının yalan olduğunu öne sürdü, herkesin beraatini ve tahliyesini dilek etti.

Duruşma, 10 Ekim’e ertelendi.

Mütalaadan

Duruşma savcısı vasıtasıyla 19 Eylül’üstelik hazırlanan 445 sayfalık mütalaada, elebaşı Oktar’ın 1994’te örgütün dışarıya açılması yönünde emir verdiği bildiriliyor.

İmkanı olanların gelişim kurması, gelişim kuramayanların ise gelişim bulmaları ve kazandıkları paraları örgüte “infak” adı altında getirmeleri talimatlarının iletildiği anlatılan mütalaada, yapılan harcamalara ait teşkilat liderinin daima bilgilendirildiği ve teşekkül ortamında parçalanmamış harcamaların serencam kararının teşkilat lideri tarafından verildiği belirtiliyor.

Silahlı yıldırı örgütü FETÖ ile Adnan Oktar Silahlı Cürüm Örgütü’nün oldukça analog saiklerle hareket ederek insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri bilgisine vadi sunulan mütalaada, dönemin siyasi ve içtimai koşullarına göre ifade geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna göre sıralama ettikleri vurgulanıyor.

Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Nükleer Santral Projesi, Suriye politikaları ve Türkiye-Rusya’yı ilişkin istihbari konularda hikmet çokluk, ayrılan örgüt üyelerinin baskı durumda bırakılmaları üzere FETÖ’cü olduklarına ilgili yabancı istihbarat birimlerine bilgi verilmesi şeklindeki eylemlerde bulundukları aktarılıyor.

Etkin pişmanlık hükümlerinden idrak etmek isteyen sanık ve katılanların beyanlarına bakarak teşekkül lideri maznun Adnan Oktar’ın alelhusus avrat örgüt mensuplarına yönelik “bakışını beğenmediği, kavisli seslenme ettiği, kendisine itiraz ettiği/alın çıktığı” üzere sebeplerle sövme ve hakaret içerikli sözler kullanarak yahut darbedip ruh bilimsel ve fiziki momentum uyguladığı anlatılan mütalaada, Oktar’ın antrparantez örgüt üyelerinin yetişek kabul etme hakkını engellediği bildiriliyor.

Mütalaada, Oktar’ın ayrıca sistematik şekilde teşkilat mensuplarına cinsel istismarda bulunduğu, teşekkül üyelerinin bire bir hane şekilci, siyasetçi, gazeteci, kamu görevlisi ve sivil vatandaşlara yönelik şahsi bilgileri kaydedip Oktar’a sundukları, bu verilerin arşivlenmiş şekilde müdafaa edildiği kaydediliyor.

Esas hakkındaki mütalaada, teşekkül sergerde Oktar’ın, “teşkilat yöneticiliği”, “FETÖ silahlı yıldırı örgütüne müzaheret”, “açık oturum yahut askeri casusluğa girişim”, “azap”, “kişiyi hürriyetinden yoksun salıverme”, “fücceten fazla kişiyle birlikte nagehan aşkın el çocuğa alın cinsî istismar”, “eşeysel cüretkâr”, “cinsel saldırıya adım”, “kişisel verilerin kaydedilmesi”, “tehdide azmettirme” suçlarından 232 yıl 9 aydan 1198 yıla kadar hapsi isteniyor.

Örgüt yöneticisi konumundaki diğer sanıklar Tarkan Kilolu, Alaz Babuna, Aylin Atmaca, Bora Felek, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Saka, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün’ün bile analog suçlardan cezalandırılması maksut mütalaada, 71 mevkuf sanığın mevcut hallerinin devamı kâm ediliyor.

Davanın geçmişi

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Aile 2021’bile açıkladığı kararında, “teşekkül yöneticisi olmak” suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Çetin, Mehmet Noyan Orcan, Boğanak Şans, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Akkuş, Merve Büyükbayrak, Yeliz Saka, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna’ya ayrı ayrı 9 bin 803 sene 6 kamer hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme 107 sanığa “örgüt üyeliği” suçundan 4 sene 6’şar ay, 20 sanığa birlikte “örgüte organ kalkışmak”, “gerçeğe aykırı servet sunu”, “örgüte arkalama ika”, “suçluyu gayret”, “ruhsatsız cebe transfer” ve “zılgıt” suçlarından 1 sene 8 aydan 11 sene 3 taban kadar mütebeddil sürelerde mapus cezası vermişti.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa “örgüte üye girmek” suçundan 11’er kamer kodes cezası veren duruşma, bu sanıklarla ilgili hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.

Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine değişmeyen veren duruşma, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya müteveccih yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.

Sanıklardan 3’ünün parçalanmamış suçlardan beraatine hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Misyon Atmaca ve Deniz Tanık’ın tutuklanmalarına karar vermişti.

Bir kısım sanıkların kâh suçlardan beraatini kararlaştıran gök bilimi, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 sene arasında mütebeddil mahbes cezalarına çarptırmıştı.

İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu

İstanbul Kesim Adliye Mahkemesi 1. Ukubet Dairesi ise Adnan Oktar birleştirme suç örgütüne yönelik aralarında Oktar ve teşkilat yöneticilerinin de bulunduğu 84’ü tutuklu 215 maznun üzerine evcil mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu.

İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ilişkin tağyir nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine değişmeyen verilmişti.

Alınan kararda, suç örgütü lideri Oktar, Alaz Babuna, Aylin Akkuş, Ayşegül Hüma Babuna, Boğanak Felek, Kağan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Koca Saka, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Bayram, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Bati, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise mevkufiyet hallerinin devamına hükmedilmişti.

İstanbul Mıntıka Adalet Mahkemesi Cumhuriyet Altını Başsavcılığı bile tahliyelerin “usul ve yasaya karşıt” olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.

İtirazın reddedilmesinin arkası sıra Başsavcılık, bir dip duruşma olan 2. Ukubet Dairesine baştan itirazda bulunmuştu.

İtirazı değerlendiren İstanbul Mıntıka Adalet Mahkemesi 2. Ukubet Dairesi, boşaltma edilen 68 sanıktan 61’i için “cinsî saldırı” suçundan tutuklamaya müteveccih yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50’si tutuklanmış, sorun dosyası evvel evre mahkemesine gönderilmişti.

Share: