Prof. Dr. Tapısız: Rastgele sene 125 bin kadın mebiz kanserinden kaybediliyor

Kadın Hastalıkları ve Tevellüt Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Tapısız, dünyada değme yıl 204 bin kadının mebiz kanserinden etkilendiğini belirterek, “125 bin kadın birlikte mebiz kanseri dolayısıyla kaybedilmektedir. İlerleyen yaş (40 gözyaşı üstü başlamak), ilk adetin er yaşta görülmesi, geç yaş dönümü, bala doğurmama, infertilite yani bala sahibi olamama, yumurtlamayı zait tedaviler ve kalıtım bilimi faktörler yumurtalık kanserinin risk faktörlerindendir” dedi.

Güven Hastanesi Jinekoloji ve Mevlit Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Tapısız, mebiz kanseri ile ilişik izah yaptı. Tapısız, mebiz kanserinin, genellikle er dönemde belirti göstermeyen ve bu nedenle geç teşhis edilen kanser türü olduğunu kaydederek, “Hazımsızlık, iştah değişiklikleri, işkembe problemleri, kabız kadar sindirim aygıtı yakınmaları, yaş dönümü sonrası vajinal kanama, yaş dönümü öncesi ağır aksak kanamalar, kitlenin basısına tutkun semptomlar, tensel münasebet sırasında balkı, alt karında dolgunluk, karında hazır para birikimine ilişkin kabarıklık ve akut ağrılar mebiz kanserinin belirtileri olabiliyor” diye niteleyerek konuştu.

Tapısız, dünyada değme sene 204 bin kadının mebiz kanserinden etkilendiğini belirterek, “125 bin karı dahi mebiz kanseri zımnında kaybedilmektedir. İlerleyen gözyaşı (40 yaş üstü koyulmak), önce adetin erken yaşta görülmesi, geç menopoz, bala doğurmama, infertilite yani bala sahibi olamama, yumurtlamayı zait tedaviler ve genetik faktörler mebiz kanserinin risk faktörlerindendir. Fücceten fazla mevlit yapma, mevlit arama hapı kullanımı (5 sene kullanma, riski yüzdelik 60 azaltır), tüplerin bağlanması veya alınması, emzirmek ise yumurtalık kanseri görülme sıklığını azaltan faktörlerdendir” ifadelerini kullandı.

ERKEN TEŞHİSİNDE DÜZENLİ JİNEKOLOJİK TETEBBU ÖNEMLİ

Yumurtalık kanserinin müstakbel evrelerde araz gösterdiğini aktaran Tapısız, yumurtalık kanserinin geç araz vermesi dolayısıyla yüzde 70-75 ati evrede saptandığını belirterek yıllık jinekolojik muayenelerinin ve ultrasonografik incelemelerin mebiz kanserinin erken evrede teşhis edilmesinde önemli olduğunu vurguladı. Mebiz kanseri ile münasebetli tümör belirteci namına bile tanıdık kandaki ‘Cancer Antigen 125’ (CA-125) adı sunulan bire bir proteinin düzeyinin ölçüldüğü ayrımsız koku testi olduğunu nâkil Prof. Dr. Tapısız, “CA-125 değerleri bellek iç zarının sıklıkla tutulduğu müstakbel paye yumurtalık kanserlerinde erdemli saptanmakta, takkadak yumurtalıkların tutulduğu er adım hastalıklarda ise maatteessüf temas antlaşma yüksek saptanmamaktadır. Bu durumdan etraf bu test, yumurtalık kanseri taramasında kullanıma amelî aynı sınav değildir. Ana yerine imtihan, mebiz yani over kanseri tedavisindeki sonuçları sezmek amacıyla kullanılır. Şayet test sonucunuzun düzeyleri düşüyorsa otama işe yarıyor anlamına gelmektedir. CA-125 ölçümü anne yerine mebiz kanserli hastaların tedavilerinin değerlendirilmesi ve takiplerinde mergup eke benzeri testtir. Birçok mebiz kanseri dışındaki durumlarda de yükselebileceği bilinmeli ve yumurtalık kanseri taraması amacıyla kullanılmamalıdır” diye niteleyerek konuştu.

Prof. Dr. Tapısız, yumurtalık ayrıksı adıyla over kanseri tanısının diğer bütün kanserlerde olduğu gibi doku tanısı ile konulduğunu söyleyerek “Kitlenin çıkarılması ve sonrası yapılan haleldar tetkik neticesinde mebiz kanseri tanısı konulur. Yumurtalık kanserlerinde birincil otama, cerrahi ve sıklıkla sonrasında alınacak kemoterapiyi içermektedir. Cerrahide ‘sitoredüktif cerrahi’ adı sunulan vücuttaki parçalanmamış tümoral dokuların çıkarılması haddinden fazla büyük ehemmiyet sunma etmektedir. Kademe 1a, saldırgan olmayan (grade 1,2) epitelyal yumurtalık kanserleri yani vakit kaybetmeden yumurtalığın zarfında kanserin saptandığı durumlarda, eğer hastada bala istemi mevcutsa hoppadak zayıf yumurtalığın alınması tedavide tam olabilmektedir. Bu evreden elan ati yani >Rütbe 1a olgularda rahim, tüpler ve yumurtalıkların alınması, pelvik ve paraaortik lenf nodlarının temizlenmesi ve hatır dolay kısmında bulunarak kamu bağırsakların üzerini örten ‘omentum’ denilen yapının alınmasıyla gelişigüzel saptanan birlik tümoral yapıların çıkarılmasını içeren sitoredüktif cerrahinin yapılması yumurtalık kanseri cerrahisinde temeldir. Bu olgularda cerrahi sonrası munzam tılsım yani kemoterapi tedavisi hastalığın yönetiminde önemlidir” dedi.

BİR KADININ DIRIMLIK BOYUNCA YUMURTALIK KANSERİNE YAKALANMA RİSKİ 70’TE 1

Mebiz kanserinin, efdal voltaj veya şeker hastalığı kadar süreğen tıpkı çor olduğunun ve tekrar edebileceğinin bilinmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tapısız, sözlerine şöyle devam etti:

“Mebiz kanserinin evresi ve geçmiş cerrahisi sırasında geriye tümöral dokunun form kalmaması iyi kalımı etkileyen bildirme majör faktörlerdir. Hastalığın nüks yani yeniden etmesi sıklıkla geçmiş 2 yılda görülmektedir. Yumurtalık kanserleri sıklıkla gelecek evrede belirleme edilen bunaltıcı tıpkı topluluk sağlığı sorunudur. Aynı kadının hayatı boyunca yumurtalık kanserine yakalanma riski 70’te 1’dir. Ancak sadık meme başı yahut yumurtalık kanseri öyküsü olan kadınlarda genetik müteaddi ara sıra hastalıkların olabileceği ve bu durumun riski güç seviyelerde artırabileceği unutulmamalıdır. Mebiz kanserlerinin erken evrede teşhisine müteveccih tıpkısı tarama imkanı olmasa de yıllık jinekolojik değerlendirmelerin fayda sağlayacağı akılda tutulmalıdır. Mebiz kanseri tedavisinde bu konuda deneyimli cerrahlarca yapılacak cerrahi ile geride rezidü tümörün kalmamasının sağlıklı kalımı etkileyen yer majör faktörlerden biri olduğu bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki farkındalık maltalık kurtarır”

Share: