Bahçeli: Şayet Alevi Kardeşlerimiz Cemevini İbadethane Görüyorsa Kim Öyledir, Bize Sakıt Buna Içtinap Etmek Tatmak, Yararlı ve Müzahir Ayrımsız Kasıntı Almaktır

MHP Genel Başkanı Heybet Bahçeli, “Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz, cemevinin tapınak yerine tarif ve tanımlamasının arzusundadır. Aleviliğin hem akide boyutu hem da kültürel tıpkı yapısı vardır. Eğer Alevi kardeşlerimiz cemevini ibadethane görüyorsa ki öyledir, bize sakıt buna korku tatmak ve başlarken hükümlerin ambargosundan kurtularak yararlı ve destekleyici bire bir gurur almaktır. Bunda çekinecek, tereddüt edecek, endişeye kapılacak hiçbir şey olamayacaktır. Kimin nerede ve şüphesiz perestiş edeceğinin mukayyet tıpkısı kuralı, bağlayıcı tıpkısı hükmü, umumi bedii tıpkısı ilkesi yoktur” dedi.

Oran Bahçeli, zaman partisinin takım toplantısında konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:

“TÜRK SİYASETİNİN BİR AKTÖRE REFORMUNA İLERİ DÜZEYDE İHTİYACI VAR”

Türk siyasetinin benzeri ahlak reformuna, yıpranmamış benzeri kalkınma hamlesine, yön ve ilhamını milletimizin gaye ve özlemlerinden düzlük şişman ayrımsız hareketli haline doğacak düzeyde ihtiyacı vardır. Kavkı bağlamış yaraları deşerek yöntem üretilemez. CHP Umumi Başkanı, ‘Türkiye’yi barıştıracağım’ diyor. Helalleşme çağrısı yaparak geçmişi değil dahi geleceği kurtarmaya çalıştığından bahsediyor. Barışmak üzere küslüğün ve küslerin olması gerekmiyor mu? Türkiye’nin barışması amacıyla doğudan batıya, kuzeyden güneye küslüğün hakimiyeti lazım değil mi? Tamam bu dargınlık nerededir? Birbirine küsen kimledir? Kılıçdaroğlu’nun görüp da bizim göremediğimiz, görme ve plan edemediğimiz bu küsler nereye gizli, nerede döş olmuştur? Kılıçdaroğlu’nun evet can kuşu sağlığında hâl donör bire bir arıza vardır ya birlikte siyaseti kanı dağılması, rota sapması yaşamaktadır. İki durum birlikte kendisi ve partisi namına buhrandır. Kılıçdaroğlu’nun vaki durumu aynıyla şöyledir; ‘tatsız aşa sodyum klorür neylesin, şaşkın başa söz neylesin’. Aklı arkada tutup ahmaklığı mürşit eden Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin tehi pürmelali, tamı tamamına budur.

“TÜRKİYE KAVGALI DEĞİLDİR”

Üstünde yaşadığımız topraklarda bin yıldır kardeşlik buyruk sürmektedir. Türkiye kavgali değildir. Tüm tersini tez fail Kılıçdaroğlu ve bedavacı ortakları, kündeye mevrut müfteriler koalisyonudur. Kılıçdaroğlu’na tavsiye ediyorum; çaltı olup ayağa batıncaya kadar, gül ol dahi yakaya takıl. Namertliğin izini süreceğine, mertliğin kulvarına gir de adamlıkla anıl. Ancak ne gezer. Hangi söylesek nahak yere, hangi yapsak beyhude. Tıpkı kulağından girip diğerinden çıkıyor, sanki duvara konuşuyoruz, aynı tas aynı yunak. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun siyaseti siyaset değildir, yolu yol değildir, çizgisi peyda ve kesin değildir.

“TÜRKİYE’DE BAŞÖRTÜSÜ SORUNU BİTMİŞ MAĞDURİYETLER DÖNEMİ KAPANMIŞTIR”

Bildiğiniz amacıyla başörtüsü meselesi, milletimizin mihman ve köklü mutabakatıyla çözülmüş bire bir meseledir. Bu konuyu ısıtıp gine gündeme getirmenin, yeniden kısır ayrımsız tartışma ortamı yaratmanın on paralık kimseye tıpkısı faydası dokunmayacaktır. Türkiye’bile başörtüsü sorunu münteha, mağduriyetler dönemi kapanmıştır. Fakat Kılıçdaroğlu’nun derdi başkadır, hesabı başkadır, hedefi başkadır, hevesi başkadır. Bu kapsamda CHP’nin güzeşte hafta hazırlayıp TBMM’ye vermiş olduğu yasa teklifi içtenliksiz, bağdaşmaz, zımni itibariyle bile baştan savmadır. Kaldı kim yeni tıpkısı kanuncu düzenlemeye ihtiyaç üstelik yoktur. Hatırlatırım ki 9 Gücük Ay 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Uymazlık Yapılmasına Dair Kanun’la Temel’nın 10. maddesinin dördüncü fıkrasına ‘bütün işlemlerinde’ ibaresinden sonra akmak için ‘ve herhangi bir kalem kamu hizmetlerinden yararlanılmasında’ ifadesiyle, 42. maddesine altıncı fıkradan sonradan akmak için ‘kanunda zahir yazılmış sıfır seçkin sebeple kimse yükseköğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanılmasının sınırları kanunla belirlenir’ fıkrası eklenmişti. YANLIŞSIZ Parti’yle birlikte yaptığımız bu uymazlık, temel itibariyle başörtüsü meselesini, ağız ağıza çözerek anayasal güvenceye kavuşturmuştu. 411 milletvekilinin eli doğruluk amacıyla, akide ve ifade hürriyeti için kalkmıştı. Ancak CHP, Anayasa Mahkemesi’nin kapısında soluğu alarak bu kanunu tağyir ettirmişti. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun 3 Teşrinievvel 2022 gecesi içtimai medya hesabından tıpkı video yayınlayarak başörtüsüne kanuni aranjman çağrısı yapması, müteakiben müstahzar teklifin TBMM Başkanlığı’na sunulması, baştan ayağa sahtekarlık, gaflet, kusur ve saçmalıktır.

“MHP, BAŞÖRTÜSÜ SORUNUN GÜNDEMDEN ÇIKARILMASI AMACIYLA ESAS DEĞİŞİKLİĞİNE SONUNA KADAR VARDIR”

Tığ, o günlerde ‘411 halk kaosa kalktı’ manşetlerini unutmuş değiliz. Tığ, o günlerde bizzat Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne ‘bez parçası’ dediğini unutmuş değiliz. Bugün ise Kılıçdaroğlu’nun başörtülü kardeşlerimize ‘rehine’ iftirasını üstelik unutacak değiliz. Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi, şayet samimiyse, şayet mazilerindeki ayıplı sayfalardan nedamet duyuyorlarsa buyursunlar, gündemdeki kanunuesasi fark teklifine destek versinler. Başörtüsü meselesini kanuni değil anayasal güvenceye kavuşturmak üzere hadi elkızı elinizi taşın altına kucak. Dürüstseniz gereğini yapın, karnınızdan konuşmayın. İşte güreş meydanı, aha demokrasi imtihanı, işte tutarlılığınızı göstermenin altın fırsatı. MHP, başörtüsü sorununun bütünüyle gündemden çıkarılması amacıyla filinta benzeri adım namına değerlendirdiği temel değişikliğine sonuna kadar vardır ve sözünün birlikte 2008 yılında olduğu üzere arkasındadır. Sayın Kılıçdaroğlu, minderden cızlam, uğrun güreşme, kulp kontrol, açıkça sofraya benimsenmek için teklif ve ısrar bekleme. Akıl okumasak de geçen hafta CHP sözcülerinin açıklamalarıyla yeniden pişmiş aşa su kattıklarına, temel değişikliğine ısıdam bakmadıklarına şahit olduk. Seçme şeye karşın umudumuzu yenilmek istemiyoruz. CHP’den milli iradeye, akide hürriyetine imtina etmek bekliyoruz.

“ALEVİ İSLAM İNANCINA SAHİP KARDEŞLERİMİZİN HAKLI TALEPLERİ VARDIR”

Bildiğiniz gibi, Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin namuslu ve yasal talepleri vardır ve bu talepler saf benzeri mizaçla, kardeşliğin alicenaplığıyla adaletli, eşitlikçi, insancasına, tarihi, kültürel, türel ve hakkaniyetli ilkeler mihverinde karşılanmalı, ortak bellek ve degaje aynı harmoni zemini oluşturulmalıdır. Ulusalcı Akım Partisi kendisine kanaatimiz hep bu yönde olmuştur. Alevi İslam inancına eş kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Hangi ayrımız hangi dahi gayrımız vardır. Cami ne büyüklüğünde bizimse cemevi üstelik o kadar bizimdir. Bağlama bizim, bayram bizimdir. Toplama bizim, semah bizimdir.

“CEMEVİ GERÇEĞİ, CAMİ-CEMEVİ KARŞITLIĞINA DÖNÜŞTÜRÜLMEDEN KABUL EDİLMELİDİR”

Bilcümle dedik, gene diyoruz; Alevi kardeşlerimizin hayatında tartışılmaz ayrımsız meydan etmiş olan cemevi gerçeği, politik kaygılardan ırak, cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden akseptans edilmelidir. Cemevi, akide ve ekin hayatımızın vazgeçilemez tıpkı gerçeğidir. Bu gerçeği bozma ederek ana manasından ve müktesebatından dercetmek haddinden fazla tehlikelidir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz, cemevinin tapınak adına tanım ve tanımlamasının arzusundadır. Aleviliğin hem akide boyutu hem dahi kültürel benzeri yapısı vardır. Eğer Alevi kardeşlerimiz cemevini ibadethane görüyorsa kim öyledir, bize düşen buna korku yaşamak ve evvelden hükümlerin ambargosundan kurtularak yararlı ve müzahir bire bir kasıntı almaktır. Bunda çekinecek, çekinti edecek, endişeye kapılacak hiçbir öz olamayacaktır. Kimin nerede ve lacerem ibadet edeceğinin bağlanmış ayrımsız kuralı, bağlayıcı bire bir hükmü, genel mergup bir ilkesi yoktur.

“GECİKMİŞ HAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMININ VERİLMESİYLE İLGİLİ KARAR”

Sayın Cumhurbaşkanımız marifetiyle geçtiğimiz hafta cuma namazı haset Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimize müteveccih iyileştirici ve olumlu açıklamaları tümüyle destekliyor, çokça isabetli bulduğumuzu özellikle açıklamak istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bünyesinde Alevi Bektaşi Firez ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağının, cemevi hizmetlerinden yetişek faaliyetlerine büyüklüğünde yekpare çalışmaların bu kurumsal çatı altında amme güvencesi desteği ve denetimiyle yürütülecek olmasının, cemevlerinin aydınlatma, içme ve istimal suyu, yapım, tamir, hizmet giderlerinin karşılanması ve ümran planlarındaki yeriyle ilişkin tam sorunların çözüleceğinin, cemevlerinde erkan hizmetlerini yürütmekten mesul Alevi Bektaşi inanç önderlerinden irade edenlere birlikte bu kurumsal çatı bünyesinde ekip verileceğinin şahsen Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından zar edilmesi, milli ilişki ve beraberliğimize kudretli bire bir katkıdır. Bu ıslahat mahiyetli demokratik, kültürel ve akide bazlı adımların Alevi kardeşlerimize bire bir mevhibe değil, gecikmiş haklarının makro tıpkı kısmının verilmesiyle ilişkin karar olduğunu ifade etmek da boynumuzun borcudur.

“ENERJİ GÜVENLİĞİNDE YAŞANAN DARBOĞAZLAR SIKINTILI BİR SÜRECE İŞARETTİR”

KÖLE ve Avrupa ülkelerinin inatçı repo artırımları, Konfedere Milel Tecim ve Kalkınma Konferansı’yla IMF’nin faziletkâr faiz kaygısı, bununla mündemiç global ekonomiyi çembere düz duraklık tehlikesi, bire bir zamanda gıda ve enerji güvenliğinde yaşanan darboğazlar, kısık bir sürece örtüsüz işarettir. Global ekonominin bu sene amacıyla durum edilen tahaccüm oranının yüzdelik 3,2’ye, 2023 üzere de yüzdelik 2,9’a düşürüleceği İMF Başkanı marifetiyle açıklanmıştır. Antrparantez Rusya’dan Almanya’ya doğrudan adına gaz haiz hatlar olan Şimal Hareket-1 ile Yıldız Hareket-2’de meydana mevrut sızıntılar, dahi bu sızıntıların sabote neticesinde olabileceğine dayalı iddialar, enerji alanında kargaşa ve kutuplaşmaya yeni ayrımsız uzanım katmıştır. Çıktı enerji ihtiyacını güvenceye ahiz stratejisinin önümüzdeki dönemde aut politikaların asıl parametresi olacağı anlaşılmaktadır. Enerji güvenliğinin dört ayağı vardır. Birincisi, erke kaynağının mevcudiyeti; ikincisi, erke kaynağına selis muvasala; üçüncüsü, enerjinin akla yatkın maliyeti; dördüncüsü de enerjinin akseptans edilebilirliğidir. Bunlardan birisi yoksa erke güvenliğinden temas etmek mümkün değildir. Bugünkü antlaşma diliminde global ölçekte enerji tüketiminin kestirmece üçte ikisi yer yağı ve saf gaza dayanmaktadır. Enerjinin ihtiraz ve tüketim noktaları ortada emin iletimi gelişigüzel mevki için ciddi hedeflerden birisi haline gelmiştir.

“AVRUPA’YA ENERJİ NAKLEDEN YILDIZ ROTASI ARTIK GÜVENSİZDİR”

Avrupa’evet enerji nakleden kuzey rotası imdi güvensizdir. Enerji jeopolitiği açısından gelişmeleri yorumladığımızda; Ortadoğu, Şark Akdeniz ve Kafkasya’daki zengin gaz ve petrol kaynaklarının Avrupa’evet taşınmasında genişlik sakıncasız ve emniyetli terminal Türkiye’dir.

Ukrayna, Polonya ve Baltık Denizi’ndeki tehditleri ve belirsizlikleri dikkate aldığımızda, Barış Bölgesi’nden Avrupa’evet ulaşan TANAP, değişik yandan Rusya’dan çıkıp Türkiye’den geçerek Avrupa’yla buluşan Türk Hareket, genişlik emin hatlara dönüşmüştür. Ülkemizin Libya ile imzaladığı hidrokarbon anlaşması birlikte tarihi nitelikte olup Mağribî ülkeleri çok rahatsız etmiştir. Enerjinin üretimi, tedariki ve iletimi üzerine mukayeseli avantajları olan ülkeler nazik tıpkısı koza topluluk duruma gelmişlerdir. Türk Akıntı’ın kasıt alındığına müteveccih iddialar birlikte dikkatle takibi gereken benzeri tehdittir. Bu iddianın sahibi Putin, suçlanan devlet birlikte Ukrayna’dır. Rusya ile Ukrayna ortada askeri, enerji ve bildirişim altyapılarına ince menzilli faziletli hassasiyetli füzelerle yapılan saldırıların yoğun maliyetleri olacağı şüphesizdir. İki ülkenin dahi sağduyu tıpkısı çizgiye gelmesi, mıntıka ve dünya barışı namına ayrımsız mükellefiyettir. Gayrı yandan Yunanistan’a enerji haiz eşkal, TANAP’tır. Bu ülkenin Türkiye’ye inç sallamaktan vazgeçip sabrımızı taşırmaktan ırak durması, erke güvenliği açısından lehine tıpkı durum olacaktır. Avrupa ülkeleri, bu kış kuşkusuz ısınacaklarını, pekâlâ aydınlanacaklarını kara karaca düşünmektedir. Çokça şükür Türkiye’nin böyle tıpkı sorunu, böylesi bir korkusu asla yoktur.

“BİDEN’IN ARMAGEDDON TEHLİKESİNİ GÜNDEME TAŞIMASI TESADÜFİ DEĞİLDİR”

Inhitat ittifakının beyin ve politika rehberi BENDE Başkanı Biden, nükleer cenk riskinin 1962 Küba Krizi’nden bu yana bildirme erdemli seviyede olduğunu sabık hafta açıkladı. Hatta dedi kim ‘Putin nükleer silah kullanırsa dünya Armageddon ihtimaliyle karşı karşıya kalır’. Gözdağı tonu çokça erdemli olan, adeta alarm zilleri araklayıcı bu skandal izah, dünyayı takkadak tesiri altına almıştır. Altını kalın tıpkı şekilde çizerek diyorum kim; Evangelist Hristiyanlar, Hz. İsa’nın yeryüzüne geleceğine, Deccal ile savaşacağına ve Kıyamet Savaşı denen bu savaşın Tel Aviv yakınlarındaki Armageddon denilen yerde olacağına inanmaktadır. Bu uzanım, yalnız politik değil inanç sırf tıpkı konudur. Evangelistlerin KUL siyasetindeki özgül ağırlığı çok fazladır. Parafin Saray’dahi erk gücü olan gâh Evangelistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üstüne, Putin’in tıpkısı süre sonradan Ortadoğu’evet yöneleceğini, bunun da Kıran Savaşı’nı başlatacağını söylemişlerdir. Biden’in beyni sulansa dahi akılsal melekeleri tartışılsa da Armageddon tehlikesini gündeme taşıması bize göre tesadüfi değildir. MEMLUK Başkanı’nın bu açıklamasından şipşak sonraları, Ukrayna Azamet Başkanı da Putin’in çekirdeksel saldırıya hazırlandığını, sivil yerleşim yerlerinin vurulduğunu duyurmuştur. Beklenen felaketin gerçekleşmesi girmek, beşeriyetin sahn ve huzur haklarına kastetmek, dünyanın yıkımına çanak burulmak demektir. İnsanlık böylesi tıpkısı vahşeti katiyen kaldıramayacaktır. Nükleer cidal ihtimalinin konuşuluyor olması da fecaattir. Dünya, ortak bellek ve iradeyle barışçıl çabalarla bugünkü güç ortamdan çıkmalıdır. Bu işin şakaya gelir hiçbir yanı yoktur.

“AĞZINDA BAL OLAN ARININ KUYRUĞUNDA İĞNESİ PEKI”

Kılıçdaroğlu’nun bu gelişmelerin gölgesinde apar topar ESIR’ye gitmesi talihsizliktir, densizliktir, pervasızlıktır, düşüncesizliktir. Gerekçeyi dahi hazırlamışlar. Neymiş ziyaretin amacı; teknolojik ve bilimsel gelişmelere yönelik düşün alışverişinde bulunmakmış. Cumhuriyet’in ikinci çağ vizyonunu sunma bembeyaz beyinlerle tartışacaklarmış. Utanın, utanın. Parlak düşünce arıyorsanız milletimizin gözleri takip etmek idrak etmek ışıldak evlatlarına bakın. ‘Tıpkı Türk dünyaya bedeldir’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sarılın. Merakımız şudur; Kılıçdaroğlu, teknolojik ve bilimsel gelişmeler karşı hangi söyleyecek, neyi duymayı imge edecek, ne temiz beyinlerle tıpkısı araya gelecektir? Sayın Kılıçdaroğlu, bırak bu işleri, geç bu masalları. Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi evet. Buna bile çokça dikkat vücut. Sistem biliyor kim ÇAKER’ye, cumhurbaşkanı adaylığı amacıyla şehadetname almaya ya de meni edilecek encam cezir adayının ismini öğrenmeye gittin.

“ÜLKEMİZİN MILLETVEKILI SİSTEME GERİ DÖNMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

Kılıçdaroğlu geçim ve helalleşme hikayesini anlatadursun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’hangi ait tıpkısı cenaze aktarım aracında hamile miktarda metal yakalanmıştır. Oysa İstanbul Belediyesi amiyane dahi haddinden fazla çalışıyormuş. Bunlara kalsa kaçakçılık meşru, hırsızlık çarpık çurpuk, plaçka amiyane, yezitlik üstelik demokratik tıpkısı haktır. Cezir ittifakı işte budur. CHP’nin mahiyet yüzü suçtur, kirdir, çamurdur, kokuşmuştur. İnanıyoruz kim Allah agâh kulunu, ona göre verir çulunu. Zilletin çulu, Türkiye’nin başına geçirilmek istenen deli gömleğidir. Ülkemizin parlamenter sisteme gabi dönmesi bahis konusu değildir. Henüz cumhur reisi adayını bulamamış, keşfetmek üzere üstelik okyanus ötesinde gezip tozmayı gelişim edinmiş sömürülmüş aynı zihniyete Türkiye tasdik edilir mi? Milli gelecek, emanetlerine bırakılır mı? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk ve Türkiye yüzyılının stratejik gücü, dümen güvenliğidir.”

Share: